28 Haziran 2022 Salı

Mescid’de önceleri minber yoktu, Efendimiz bir hurma kütüğüne yaslanarak cema’ate hitap ederdi. Daha sonra üç (3) basamaklı bir minber yapıldı ve peygamberimiz hutbelerini bu minberde iradetti. Minberin üç (3) basamaklı olması “ilmel yakiyn”, “aynel yakiyn”, “hakkel yakiyn” ilimlerinin menbaı ve zuhur yeri olmasındandır. Bu sırada bir de mu’cize meydana geldi, şöyle ki, Efendimiz bir cum’a günü hutbesini bu minberden iradetmeye başlayınca daha önce dayanarak hutbe okuduğu hurma kütüğünün peygamberimizden ayrı kaldığı için yavrusundan ayrı kalan bir devenin feryadı gibi inlemeye başladığı duyuldu, görüldü. Bunun üzerine Peygamberimiz minberden inerek bu hurma kütüğünü kuçaklayıp okşadı ve kütüğün inlemesi kesildi. Peygamberimiz (sav.), “Eğer ben onu kucaklamamış olsaydım kıyamet gününe kadar hep böyle inleyip duracaktı,” buyurdu. İbn-i Mace 1-5-454 O kütük daha sonra Peygamberimizin emriyle yerinden alınıp minberin altına defnoldu. Efendimizin yakınlarında olan bir varlığın ondan uzak kalması zor bir hadisedir. İşte bu yüzden hurma kütüğü az kenarda dahi bu ayrılığa tahammül edemeyip, inlemeye başlamıştır. Ey gönül dostum ondan uzak kalmaya bizlerin gönlü nasıl razı olur. Hiç olmazsa hurma kütüğü kadar ol da ağla, inle Peygamberinin sevgisini sahip ol, gaflette kalma. Yâ Rabbî! O senin Habîbinin muhabbetinden ağlayan hurma kütüğünün hâlinden bizlere de bir muhabbet hissesi nasîb eyle! Âmîn!..

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder