GİYİMDE ÖLÇÜ
Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.), “Cenâb-ı Hak, kullarına verdiği nimetlerinin eserini, kullarının üzerinde görmekten hoşlanır.” buyurmuşlardır.
Giydiğimiz elbiseler, kibir ve gurura vesile olacak derecede süslü ve gösterişli olmamalı, aşağılanmayı ve tahkiri getirecek sûrette de kötü olmamalıdır. Allâhü Teâlâ’nın nimetlerini göstermek için giyinmek ise giyinmenin müstehâb olan kısmıdır. Nitekim A‘râf Sûresi’nin 31. âyet-i kerîmesinde şöyle buyurulmuştur -meâlen-: “Ey âdemoğulları! Mescide her gidişinizde ziynetinizi alıverin (avret mahallerinizi örtünüz ve güzel elbiselerinizden giyiniz). Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz. Cenâb-ı Hak, israf edenleri sevmez. (Habibim) söyle: Allâh’ın, kullarının ziyneti için yarattığı eşyayı, yiyecek ve içecekleri kim haram kılabilir?”
Giyim husûsunun bir de mübah derecesi vardır ki o da cumalarda, bayramlarda, toplantılarda güzel elbise giyilmesidir. Bunun da gurur vesilesi olmaması şarttır. Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.), hâne-i saadetten dışarıya çıkarlarken bin dirhem değerinde bir hırka ile çıkarlardı. Fakat namazı, dört bin dirhem kıymetinde hırka ile kılarlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder