H.Ş.: "Erkeklerinize Mâide Sûresi'ni, kadınlarınıza Nûr Sûresi'ni öğretiniz." (Zira Mâide Sûresi'nde erkekler için lüzumlu kıssalar, Nûr Sûresi'nde ise kadınlara ait örtünme ve iftira mevzûunda hükümler var). (Sirâcül-Münîr 2/404).
A.C.: Ey iman edenler, kendinizi ve ehlinizi cehennem ateşinden koruyunuz. (Allah'ın farz kıldıklarını öğretip haram kıldıklarından kaçınmalarını temin etmek Müslüman üzerine haktır.) (Sûre-i Tahrim/7) (Tefsir-i İbni Kesir 4/391).
H.Ş.: "Ehlinize zikri öğretiniz ki (onları) azaptan kurtarasınız." (İbni Kesir 4/391).
A.C.: "Ehline namaz kılmalarını emret; kendin de namaza devam et." (Tâhâ 132)
- Bütün bid'atleri söküp atarak, ehl-i sünnet îtikadını âilesine öğretmek ve Allah korkusunu kalbine yerleştirmek, hayız, nifas ve istihâza gibi muhtaç olduğu meseleleri belletmek, kocaya borçtur.
Şayet kocası başkasından öğrenerek de olsa ailesine öğretmezse, kadın öğrenmek için başkasına gidebilir. Kocası mânî olursa günâhkâr olur. Erkek bu gibi meseleleri ihmal etmekle kadın harice çıkmasından bir mes'uliyyet doğarsa cürümde müşterektir. (İ. Gazâlî - İhya 2/124-125).
2- Helâl rızık yedirmek:
H.Ş.: "Allah yolunda harcanan ve bir köle âzâdı için verilen paralardan, ehline ve iyâline harcadığın, ecir bakımından daha büyüktür." (Fethül-kebir 2/113)
H.Ş.: "Durumu iyi olup da, âile efradına cimri davranan bizden değildir." (K. Ummal 44950)
H.Ş.: "Kadının erkeği üzerindeki hakkı, ona helâl rızk yedirmektir". (K. Ummal 44940)
H.Ş.: "Ey insanlar, kadınlarınız size Allah'ın emâneti olarak verilmiştir. Allah'ın emriyle onları kendinize helal kıldınız. Onların sizde, sizin de onlarda bir takım haklarınız var. Eğer kadınlarınız size güzel işlerinizde âsî olmaz, size küsmezlerse onları en güzel şekilde yedirip giydirmek üzerine bir haktır. (K. Ummal C. 16).
H.Ş.: "Adam dağlar kadar hasenâtıyla kıyâmet günü mizan başında durdurulur. Âile haklarından, malını nereden kazanıp nereye sarf ettiğinden sorulur. Böylece hak sâhiplerine hakları ödenir ve kendisine bir şey kalmaz.
İşte şu adam ailesi efradı dünyada bütün sevaplarını yiyip bitiren ve bugün rehin olarak kalan kimsedir" (İhya 2/89).
3- Ehlini İslâmî usûle uygun giydirmek:
H.Ş.: "Kadının erkeği üzerindeki hakkı; helâl rızk yedirmek, kendi giyindiğinden giydirmek, yüzüne vurmamak, onu kötülememek, küs olduğu zaman dışarıya duyurmamaktır". (K. Ummal 44940)
H.Ş.: "Kadınlarınızdan (size itâat etmek için) uygun giyim ve az ziynet kullanmak sûretiyle yardım isteyiniz. Çünkü kadın elbisesi çok olur, ziyneti kendilerini güzel kılarsa, dışarı çıkmak arzûları artar." (Fethül-kebir 1/178)
* Döşemeden süpürgeye, mutfak eşyasından temizlik malzemesine kadar her şeyi temin etmek, îcâbında altı ayda bir bunları yenilemek, ailesi için bir yazlık ve bir kışlık olmak üzere elbise almak Hanefî mezhebinde koca üzerine vaciptir. (Nimet-i İslâm 1294)
* Giyimden maksat ziynet ve şöhret elbisesi değil, namusunu korumak ve iffetini muhafaza etmektir.
* Hz. Ömer R.A.: "Kadınlarınız sokaklarda gezmesin isterseniz, süslü elbiseler giydirmeyiniz. (Zîrâ onlar âdî elbise ile çıkmayı istemezler) (İhya 2/122).
* Hasan-ı Basrî K.S.: "Nasıl olur da âilelerinizin süslü elbiselerle sokaklarda gezmelerine, müşrik kadınlarla arkadaşlık kurmalarına müsâade edersiniz! Kıskançlığı olmayanı Allahü Teâlâ sevmez." (İhya 2/121).
* Eshab-ı Kirâm (R. Anhüm), kadınlar yabancı erkeklere bakmasın diye, pencere ve delikleri kapatırlardı. Delikten dışarı baktığı ve bir de ısırdığı elmayı kölesine verdiği için Muaz bin Cebel R.A., âilesini dövmüştür. (İhya 2/122).
4. Dövmemek:
H.Ş.: "Kadını dövmeyin. Sadece kamçıyı göz önüne asın. Zîrâ o, onlar için bir edeptir." (K. Ummal 44948)
H.Ş.: "Sizden biri kölesini döver gibi hanımını dövüp, sonra onunla akşam bir araya gelmekten utanmıyor mu? (K. Ummal 44983)
* * *
KADININ ERKEĞİNE KARŞI
SORUMLU DURUMU
H.Ş.: "Eğer yeryüzünde bir şeye secde caiz olsaydı, (erkeğin hakkından dolayı) kadının kocasına secde etmesini emrederdim." (F. Rabbânî 16/227)
H.Ş.: "Ey kadınlar, Allah'tan korkunuz ve kocanızın rızasını gözetiniz. Eğer kadın kocasının hakkını iyi bilmiş olsaydı, gece gündüz, önünde ayakta dururdu." (K. Ummal 44816)
H.Ş.: "Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, kocası başından ayağına kadar irin olsa da kadın bunu yalamış olsa, gene kocasının hakkını ödemiş olmaz. (Fethurrabbânî 16/227)
H.Ş.: "Kıyamet günü ilk suâle çekilecek olan kadınla kocasıdır. Vallâhi o kadının elleri konuşur, ayakları şahitlik yapar. Kocasına karşı yumuşak davranıp davranmadığından bile sorulur. (Nihâyetül-Bidâye 2/53)
H.Ş.: "Erkeğin kadındaki hakkı, yatağına küsmemek, izinsiz dışarı çıkmamak, emirlerine itâat etmek, kocasının sevmediği kişileri evine almamaktır." (K. Ummal 44787)
H.Ş.: "Kocasının emirlerine itâat edip hakkını edâ eden, iyiliklerini anıp ona ihânet etmeyen kadınla şehitler arasında cennette bir derece vardır. Eğer kocası iyi bir mü'min değilse, o kadını Allahü Teâlâ şehitlerle evlendirir." (K. Ummal 44804)
H.Ş.: "Kadın kocasının meşrû olan emirlerini dinlemeye mecburdur. Günâh olan emirlerini dinlemez." (Buhârî 7/33).
H.Ş.: "Öldüğü zaman kocası kendisinden râzı olan kadın, cennete girecektir." (İbni Mâce-Nikâh 4)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder