ÖMRÜNÜ MÜSLÜMAN OLARAK GEÇİREN MÜMİN
Uzraoğullarından üç zât, Peygamber Efendimize (s.a.v.) gelerek Müslüman oldular.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), ashâbına: “Bunları müsâfir etmeyi ve ihtiyaçlarını görmeyi kim ister?” buyurdular.
Talha (r.a.) “Ben üstlenirim, yâ Resûlallah!” dedi. Bunun üzerine onlar, Talha’nın (r.a.) evine müsafir oldular.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) müşriklerle savaşmak üzere bir seriyye gönderdi. Onlardan biri bu seriyyeye katıldı ve yapılan savaşta şehid oldu.
Sonra Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) bir seriyye daha gönderdi. Onlardan biri daha bu seriyyede şehid oldu. Kalan üçüncü kişi ise bir müddet sonra (cihada gitmek için fırsat ve imkân gözetirken) yatağında vefat etti.
Talha (r.a.) diyor ki: “Ben rüyamda, yanımda ikâmet eden bu üç şahsın cennette olduklarını gördüm. Yatağında ölen şahıs onların önünde, ikinci vefat eden onun arkasında, ilk vefat eden de onların arkasında idi. Bu vaziyetlerine şaşırdım ve (ertesi gün) Resûlullah Efendimize (s.a.v.) gelerek gördüğüm rüyayı kendisine anlattım (onların bu vaziyetini sordum). Buyurdular ki:
“Buna niye şaşırıyorsun? Çünkü o Müslüman, ömrünü tesbîh, tekbîr ve tehlîl ile geçirmiştir. Allâhü Teâlâ indinde, ömrünü Müslüman olarak geçiren bir müminden daha fazîletli kimse yoktur.” (Müsned-i Ahmed)
NİYETE VERİLEN ECİR
İsrâîloğulları zamanında pek şiddetli bir kıtlık olmuştu. Bir âbid zât, bir kum tepesinden geçerken kendi kendine:
“Şu kum tepesi un olsa da İsrâîloğullarına dağıtsam, aç karınlarını doyursam” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder