ASHAB-I KİRAMDAN EBU ZERR'İN VEFATI (R.A.)
Ebu Zer Hazretleri, ilk iman edenlerin beşin-cisidir. Rasülü Ekrem (s.a.v.) Efendimiz:
"Allahü Teala, bana 4 kişiye muhabbet eyle.
(Onları sev) diye buyurdu ve onları sevdiğini haber verdi." buyurunca:
"Onlar kimlerdir?" diye sordular: Üç kere,
"Biri Alidir" dedikten sonra diğerlerini süratle saydı ve "Ebu Zer, Mikdat ve Selmandır." buyur-dular.
Ebu Zer (r.a.), Hz. Osman'ın hilafeti zamanın
da ondan izin alıp Medie'i Münevvere civarında
buluman "REBEZE" köyüne yetleşti. Oraya bir mescid bina etti.
Gelip gidenlere hadis'i şerifler ve dini mes-eleleri öğretmekle meşgul oldu. Vefatına kadar Rebeze'de kaldı.
Hz. Osman, Ebu Zerr'e (r.a.) bir sürü deve ve iki köle verdi ve bir mikdar da maaş tahsis buyurdu.
Ebu Zer (r.a.) bir gün kızına: "Çık, bak kimse görünüyormu?" dedi. Kızı çıkıp baktı: "Görünür-de kimse yok" deyince "Henüz vakit ve saatim gelmemiş" dedi.
Bir zaman sonra yine "Çık bak, gelen varmı?" dedi. Kızı da çıkıp gelenlerin olduğunu görünce içeri girip haber verdi.
Ebu Zer hazretleri: "Gel beni kıbleye çevir" dedi. Kıbleye çevrilince Ebu Zer (r.a.):
"BİSMİLLAHİ VE BİLLAHİ VE ALA MİLLETİ
RASÜLİLLAHİ (S.A.V.)" deyip ruhunu teslim etti.
Miladi (653) kızı çıkıp misafirleri karşıladı.
Bu gelen misafirlerin hepsi meşhurlardan 14 kişi olup onlardan biri Kufe,nin alim ve fakihi olan Abdullah bin Mes'ud (r.a.), biri de Kufe'nin ileri gelenlerinden meşhur Malik Eşter Nehai (r.a.) idi.
Bu muhterem zatlar, Mekke'yi Mükerreme-ye giderken Ebu Zer hazretlerini ziyaret için Rebeze'ye uğrsmışlar ve bu vesileyle onun cenazesinde bulunmuşlardır.
"Böyle mubarek bir zatın cenazesinde bulunmak, Cenabı Hakkın bize hususi bir lüt-fudur." demişlerdir.
İbni Mes'ud (r.a.) bu hali görünce:
"Rasülüllah (s.a.v.) Ebu Zer hakkında: 'YALNIZ VEFAT EYLER VE YALNIZ DİRİLTİLİR' buyurmuş
tu" diyerek ağladı.
Sonra Ebu Zer hazretlerini yıkayıp, kefenle-yip namazını kılarak defnettikten sonra gitmiş-ler ve gadiseyi Hz. Osman'a haber vermişler, o da Ebu Zerr'in kızını himayesine almış, çocukla-rı arasına katarak ona ikramda bulunmuştur.
Necmi Gürses.
[KISASI-ENBİYA, AHMED CEVDET PAŞA]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder