29 Kasım 2020 Pazar

🌷Şükür Nimeti Celbeder🌹 İsa 'aleyhi's-selâm bir gün bir zenginin yanına gider. Zengini bir fakirin ya­nına götürür ve ona şöyle der: "Bu fakir senin din kardeşindir. Allah-u Teâlâ zenginlik hususunda seni ondan üstün kılmış. Bundan dolayı Allah'a şükret" Sonra fakiri bir hastanın yanma götürür ve fakire dönerek şöyle der: "Bak sen fakirsin ama en azından hasta değilsin. Hem fakir hem de hasta olsaydın ne yapacaktın? Bundan dolayı Allah'a şükret" Sonra hastayı bir gayri müslimin yanına götürür ve hastaya dönerek şöyle der: "Bak! Hem hasta hem fakir hem de gayri müslim olsaydın ne yapacak­tın? Sen de bundan dolayı Allah'a şükret" (Rûhu'l Beyan 5/68)

 


🌷HİSSE🌹
Şükür herkes için lazım olan bir şeydir. Çünkü herkesin üzerinde sayısız nimet vardır. Nitekim Yüce Allah celle celâlüh şöyle buyurmuştur:
"Eğer Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız sayamazsınız." (İbrahim Sûresi, 34)
İnsanın üzerindeki en büyük nimet, iman nimetidir. Allah muhafaza eğer insanın imanı olmasa ve bütün dünya onun olsa, hiçbir işine yaramayacaktı. Çünkü bununla geçici dünya hayatını kurtarmakla kalıp ahiretine eli boş gi­decekti. İnsan iman nimeti için başını secdeden kaldırmasa yine de yeterli değildir. Çok şükretmek lazımdır.
Rasûlüllah'a sallallâhu aleyhi vesellem ümmet olmak da imandan sonraki en büyük nimettir. Nitekim bütün peygamberler, O'na ümmet olmak için dua etmiş fakat sadece İsa 'aleyhi's-selâm'ın duası kabul olmuştur.
Nimetleri düşünürken, günümüz şartlarının insana sağladığı kolaylık­ları da göz önünde bulundurmak lazımdır. Buna en küçük örnek toplu ta­şıma araçları verilebilir.
Şükür; eldeki nimetin bağı, gelecek olan nimetin avıdır. Şükür; eldeki ni­metin yok olmasına engel olduğu gibi artmasına da vesiledir. Nitekim ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:
"Eğer şükrederseniz elbette size nimetimi arttırırım." (İbrahim Sûresi, 7) Şükrün kısımları vardın
Diliyle şükretmek mütevazı bir şekilde mazhar olduğu nimeti itiraf et­mektir.
Bedenin ve organların şükrü vefakar olmak ve hizmet etmektir.
Kalbin şükrü ise saygı ve ihtiramı muhafaza etmek suretiyle şehâdet yaygısının üzerinde kulluk etmektir.
Denilmiştir ki:
"Gözlerin şükrü, arkadaşlarında gördüğün kusurları görmezden gelmek­tir; kulakların şükrü arkadaşlarından duyduğun kusurlu sözleri duymazdan gelmektir."
Sözün özü, şükür, verdiği nimetler sebebiyle Allah'a isyan etmemektir.
Denilir ki:
"Bir şükür var ki âlim olanlara aittir ve bu onların sözlerine yansır. Bir şü­kür var ki âbid olanlara aittir, bu da onların fiillerinden bir türdür. Bir şükür de var ki arif kullara aittir. Bu da her hallerinde onun için istikamet üzere ol­makla ve içinde bulundukları her türlü nimetin ve kendilerinden zahir olan her türlü taat, ubudiyet ve zikrin Allah'ın muvaffak ve mazhar kılması ile olduğunu itiraf etmekle; kendi güç, kuvvet ve iradelerinden büsbütün sıyrılıp fena mer­tebesine erişmekle; kendi acizliklerini, eksikliklerini ve bilgisizliklerini itiraf et­mekle ve her hallerinde Allah'a karşı boyun eğmekle olur."
Ebubekir el-Verrâk (rh.a.) şöyle demiştir:
"Nimete şükretmek, minneti görmek, saygı ve ihtiramı korumaktır." Denilmiştir ki:
"Nimete şükretmek, nimetler içinde olan nefsini davetsiz misafir olarak gö­rebilmektir."
Ebû Osman el-Mâzinî (rh.a.) şöyle demiştir: "Şükür, kişinin şükretmekten aciz olduğunu idrak edebilmesidir."
Her nimet bir davettir
Nimeti fark etmeyince onu vereni de hatırlamıyorsunuz. Nimeti vereni gözetmemek, o nimetin niçin verildiğini düşünmeyi de engelliyor ve niha­yet Allah'ın bahşettiği nimetleri O'nun rızası hilafına kullanıp nankörlüğün en kötüsüne düşebiliyor insan. Halbuki Cenab-ı Hakkın ihsan ettiği her ni­met bizi hakka ve hayra davettir. O davete icabet şükürle olur. Bu anlamda şükür, kulun nail olduğu nimetleri Allah'ın istediği şekilde kullanıp O'na yö­nelmesi, bütün yeteneklerini, bütün imkânlarını Allah'ın rızasını kazanmak için seferber etmesidir. Dolayısıyla farzları yerine getirmek, ibadetleri ak­satmamak, Sünnet'e uymak, haramlardan ve mekruhlardan kaçınmak, gü­nahları terk etmek şükürdür. Yahut dil ile "Allah'a şükürler olsun" deyip, "Elhamdülillah" deyip günah işlemeye devam etmek, haramlardan sakınma­mak şükür değildir.
Ruhul Beyan Tefsiri


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder