27 Ekim 2020 Salı

Sevgili peygamberimiz (S.A.V); "Ben, Allâhü Teâlâ’nın nûrundan yaratıldım. Müminler de benim nûrumdan yaratıldılar, buyurmuşlardır." MEVCÛDÂTIN EN ÜSTÜNÜ Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Âdem Aleyhisselâm, toprak ile su arasında (henüz çamuru yoğrulmamışken) ben peygamber idim.” Peygamber Efendimizin (s.a.v.) mevcûdiyetinden sonra yaratılan herkes -ister kendisinden önce gönderilmiş olan peygamberler ve resuller olsun, ister kendisinden sonra gelecek olan kâmil velîler olsun- tamamı onun vekilleri ve halîfeleridirler. Nitekim Resûlulah Efendimiz (s.a.v.): “Ben, Allâhü Teâlâ’nın nûrundan yaratıldım. Müminler de benim nûrumdan yaratıldılar.” buyurmuşlardır. O, yaratılmışların en önde gelenidir. Diğer peygamberler ise ona tâbi ve ondan sonradırlar. Nitekim yine hadîs-i şerifte: “Ben yaratılış itibâriyle onların evveli, peygamber olarak gönderilmek itibâriyle de onların sonuncusuyum.” buyurulmuştur. Resûlullah Efendimize (s.a.v.) hiçbir peygamber dahi denk olamaz. Çünkü o, dünyada kendisinden sonra ve önce gelen mahlûkâtın tamamına gönderilmiştir. Âhirette de bütün herkes onun Livâü’l-Hamd sancağı altında toplanacaktır. Bütün peygamberlerden, onun zamanına yetişmeleri hâlinde ona îmân etmeleri üzerine mîsak (söz) alındı. Aynı şekilde peygamberler de ümmetlerinden mîsâk aldılar. “Ben Muhammed’im, ben Ahmed’im.” buyurdular. Muhammed’in mânâsı çok övülen demektir ki bütün gökyüzü ve yeryüzü ehli onu övmüşlerdir. Ahmed’in manası ise başkalarından daha üstün daha güzel hamdeden demektir ki, O, hiç kimsenin övemediği medh ve hamdlerle Allâhü Teâlâ’ya hamd ve senâ etmiş, onu övmüştür. O, Arş-ı A’lâ’da Ebu’l-Kâsım, semâvâtta Ahmed, yeryüzünde ise Muhammed diye anılır. (Tefsîr-i Rûhu’l-Beyan) Mevlit kandilimiz mübarek olsun.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder