31 Ekim 2020 Cumartesi

"KENDİ BAŞIMA ALLAH'I cc BULURUM" DEMEK İĞNE İLE KUYU KAZMAK DEĞİL MİDİR Bir iddiaya verdiğim cevabî yazı ve etraflıcası..


...........
Ben de bunu anlamıyorum bu hastalık çoğunlukta var..
Geçmiş evliya-i kiram'ı tanıyor, kabul ediyorlar fakat günümüzde, en yakınında olanları, son yüzyılların ulemalarını ve onların tasavvuftaki sulûk'ünü kökten reddediyorlar..
"Bre nasipsizler!" (demek istediğim çok insan var)
İşte o günde o saydıklarını (Şah-ı Nakşibend, İmam Rabbani gibileri) sizler gibi inkâr edenler var idi..
O inkarcıların o gün inkâr ettikleri bugün baştacı ediliyor, sizler de dahil öve öve bitiremiyor..
Ölüp girince kıymetli oldular da, neden var olana sahip çıkma gereğini elinizin tersiyle itme gereği duyarsınız)
Onlar mânen ölmez amma (tabiri caizse) "kör öldü badem gözlü mü oldu?"
Göçmüş Evliya hazerâtına günümüze bıraktıkları eserler muvacehesince değer verip, yakın zaman Velî zaatının gelecekte ne kadar kıymetle anılacak olduğunu nasıl hesap edemezsiniz?
Azıcık ilim sahibi olunca kendini "erdim, oldum" zannederek bize Kur'an yeter "mantığına" sarılarak o Kur'an-ı Kerîm'i ve İslâm akâidini günümüze kadar bozulmadan getirilmesine vesile olan ve günümüzde de hâlâ koruyup kollayanları elinin tersiyle itmek nankörlük değil de nedir?
Ehl-i Sünnet dergâhına lüzum yok herkes kendi başına dinini yaşasın demek tek kelimeyle bedbaht'lıktan başka nedir?
Zira Hadîs-i Şerîf'lerinde Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) ise;
“Cemaatten uzaklaşan Allah’tan uzaklaşır” (Rumuz Ehadis s: 341);
“Birlik rahmettir, ayrılık azaptır” (Camiüs Sağir c.1 s 94);
“Allah’ın rahmeti topluluk üzerinedir” (Camiüs Sağir c.2: s. 655)
“İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de gerçekten iman etmiş olamazsınız” (Müslim iman: 93)
“Bölücülük yapan bizden değildir”(Camius-Sağir Men maddesi; Tirmizi c:2 s:547)
“Müslüman toplumdan bir karış ayrılan kimse Müslümanlık kisvesini boynundan çıkarıp atmıştır.” (Buhari fiten: 2);
“Allah’ın lütuf ve ihsanı toplum üzerinedir. Kim ayrımcılık yaparsa, cehenneme gitmek üzere ayrılmış olur.”
(Camius sağir c:2) buyurmaktadır..
Kısacası;
Cühelâ'nın çoğunlukta, ulemânın ise sayılı olduğu şu dünyada, bilmeyenlere doğruyu bildirmenin tek yolu değil midir İslâm topluluğu (cemaati)..?
Anlayanlara bu kadar söz kâfi..
Diyeceklerim bu kadardır..

KARACİĞERİMİZİ DALAĞIMIZI VE TÜM ORGANLARIMIZDAKİ ZEHİRLERİ NASIL ARINDIRIRIZ sağlığımızın müthiş şifreleri m.ulaş

 

KARACİĞERİMİZİ DALAĞIMIZI VE TÜM ORGANLARIMIZDAKİ ZEHİRLERİ NASIL ARINDIRIRIZ sağlığımızın müthiş şifreleri m.ulaş
Yavaş yavaş zehirlendiğimizden neden ve nasıl hasta olduğumuzdan haberimiz varmı okuyalım lütfen .
1. Karaciğerdeki zehirlerin belirtileri
a) Tırnak yüzeyinde çıkıntı şeklinde çizginin bulunması veya tırnak çukurlaşması. Zehirler karaciğerde biriktiği zaman, tırnaklarda belirgin belirti bırakır.
b) Meme dokusu içerisindeki hücrelerin kontrol dışı çoğalması, aybaşından önce hücrelerdeki ağrının artması.
c) Ruhsal olarak insanın kolayca depresyona girmesi. Karaciğer, insanın ruhhsal yapısını ayarlayan iç organdır. Eğer karaciğerdeki zehir birikimi zamanında boşaltılmazsa, Qi dolaşımı engellenir. Bunun sonucunda, insanın rushal sağlığı olumsuz olarak etkilenir.
d) Yarım başağrısı, yüzde sivilce çıkması ve aybaşı ağrısı. Karaciğer ve onun ortağı olan safra kesesindeki zehirler yüz ve karnın alt kısmına yansır.
O zaman karaciğerdeki zehirlerin hızlıca boşaltılması nasıl sağlanır?
yeşile çalan mavi yemekler karaciğerin Qi dolaşımını düzeltir, depresyonu giderir, zehirlerin boşaltılmasına yardımcı olur. yeşile çalan mavi renkteki portakal veya limonu tavsiye eder. Portakal veya limon suyu çok uygun bir içecektir.
Karaciğerdeki zehirlerin boşaltılmasına yardımcı olan akupunktur noktası vardır. Bu nokta, birinci ve ikinci ayak tarak kemiğinin buluştuğu nokta bulunur. El başparmağıyla bu noktaya 3 ila 5 dakika basıp masaj yapılırsa, karaciğere iyi gelir. Fazla güç kullanmayın.
Gözyaşları, zehirlerin boşaltılmasına yardımcı olur. Hiç ağlamayan erkeklere göre, kadınlar daha uzun yaşar, bunda gözyaşlarının etkisi vardır Gözyaşları ter ve idrar gibi, insan sağlığına zararlı kimyasal elementler içerir. Bu nedenle insanlar kendilerini üzgün veya depresyonda hissederken ağlayabilir. Gözyaşlarıyla zehirler de vücut dışına atılır. İyimser olan birisi de hafta sonunda bir trajedi filmi izleyip gözyaşı dökebilir.
2. Kalpteki zehirlerin belirtileri.
a), Dil ülserinin çıkması. dil ile kalp arasında çok yakın ilişki bulunur. Dilde ülser çıkarsa, bu kalpte zehirler olduğu anlamına gelir.
b) Alında sivilce çıkması. Kalpte endojen ateş varsa, sivilceler ortaya çıkar.
c) Uykusuzluk ve kalp çarpıntısının görülmesi.
d) Nefes darlığı veya göğüs ağrısının görülmesi.
Saat 11 ile 13 arasında kalp en güçlü durumdadır. Bu dönemde kalbi koruyan ve zehirlerin boşaltılmasına yardımcı olan kuru yemişler, dut, lotüs kökleri ve tohumları gibi yemekler yenebilir.
3) Dalaktaki zehirlerin belirtileri
a) Yüzde sivilce ve lekelerin çıkması.
b) Beyaz akıntının fazla olması.
c), Yağ birikmesi.
d) Ağız kokusu, dudak civarında yara görülmesi.
Uygun miktarda ekşi yemek, yemeklerdeki zehirli elementlerin çözülmesi ve bağırsak ile midenin sindirim işlevinin artırılmasına yararlı olur, iştahın açılması sağlanır.
Ayak bileğinin alt kısmının önündeki çukur, bir akpunktur noktasıdır. Buraya 5 dakika masaj yapılırsa, dalak sağlığına yararlı olur; yemekten sonraki bir saat içinde yapılacak yürüyüşün büyük faydası vardır. Spor, dalak ve midenin sindirimine yardımcı olur, zehir elementlerin boşaltılma hızını yükseltir.
Yemek sonrası, zehirler kolayca biriktiği zaman. Yemeklerin zamanında sindirilmemesi halinde zehirler birikir. Zehirlerin boşaltılması için, yemekten sonra yürüyüş çok iyi bir yöntemdir. Ayrıca yemekten bir buçuk saat sonra bir meyve yenirse de çok iyi gelir.
4. Akciğerdeki zehirlerin belirtileri
a) Cildin pas renginde olması, saçların kuru olması. insanın cildi ve saçları akciğere bağlıdır. Cildin beyaz ve esnek olup olmaması da akciğere bağlıdır. Akciğerdeki zehir elementleri fazla olduğunda, zehirler cildin yüzeyine yansır ve cilt parlak olmaz.
b) Kabızlık. akciğerde zehirler birikirken, altındaki bağırsakta da tıkanma ortaya çıkar, yani kabızlık görülür.
c) Duygusal olmak. Zehirler akciğerdeki Qi ve kan dolaşımını engeller, depresyonun etkisi altında aşırı duygusal olunur.
Akciğerin gün boyunca en güçlü olduğu saatler 7 ile 9 arasındadır, bu nedenle spor tavsiye edilir. Yavaş koşma gibi spor etkinlikleri, akciğerdeki zehirlerin boşaltılmasına yardım sağlar.
5. Böbrekteki zehirlerin belirtileri
a) Aybaşı miktarının az veya süresinin kısa olması. Aybaşının oluşması ve kaybolması, böbreğin güçlü olup olmamasının bir göstergesidir. Eğer böbrekte zehirli elementler birikirse, aybaşı miktarı azalır.
b) Su toplanması. İnsan vücudundaki sıvıların akışı böbreğe bağlıdır. Böbrekte zehir biriktiğinde vücudun içindeki fazla sıvıları boşaltma gücü azalır ve bunun sonucu su toplanması olur.
c) Alt çenede sivilce çıkması.
d) Kolayca yorgunluk hissedilmesi. Vücuttaki zehirler böbreğin enerjisini fazla tükettiği için, böbreğin sağladığı enerji azalır, böylece yorgunluk hissedilir.
İnsan vücudunda akpunktur noktası vardır. Bu nokta, vücuttaki en alçak akpunktur noktasıdır. Eğer insan vücudu bir bina olsaydı, kanalizasyon borusunun çıkış noktası olurdu. Bu noktaya sıkça masaj yapılırsa, zehir boşaltma bakımından iyi sonuç alınır. ayak tabanının öndeki üçte birinde bulunur. Bu nokta çok hassas, azcık hissedilinceye kadar fazla güç kullanılmaması gerekir. Masajın 5 dakika sürmesi yeter.
Böbrekteki zehirlerin boşaltılması için en uygun zaman sabah 5 ile 7 arasıdır. Sabahleyin zehirler böbrekte biriktiği için sabah bir bardak su içilmesi tavsiye edilir Alıntıdır .ALINTIDIR

Hadis-i Şerif : Kıyamet günü insanlar hesaba çekilirken, bir münadi üç defa : “Allah’tan alacağı olanlar, kalksın ve Cennete girsin” diye seslenir. Bunu duyanlar, : “Allah’tan alacaklı olanlar kimler ki?” derler. : “İnsanları affedenlerdir” denir. Bunun üzerine binlerce kişi ayağa kalkar, sorgusuz sualsiz Cennete girerler. (Taberani]

 Çocuklarımıza meslek ve dünyevi okullara verdiğimiz hassasiyetinin 10 katını dini ilimleri öğrenmesine sarf etmeliyiz

HORLAMALARINIZDAN KURTULUN @sağlığımızın müthiş şifreleri

HORLAMALARINIZDAN KURTULUN @sağlığımızın müthiş şifreleri
Bir bardak suyun içine, 1 tutam adaçayı atın. 1 dakika kaynatın ve 1 dakika da demlemeye bırakın. İçine 1 çay kaşığı kadar karbonat,1 çay kaşığı kadar tuz (kaya tuzu olursa daha iyi olur) ilave edip karıştırın.
Bir damlalıkla, ister sabah akşam, ister yatmadan önce, damlalığı bu karışımla doldurun ve burun deliğinin birine damlatın. Sonra aynı işlemi diğer burun deliğine uygulayın.
Damlayı, başı iyice geriye atarak ve yatarken damlatın. Bir kaç dakika öyle yatın. Burun delikleriniz açılacak ve nefes almanız rahatlayacaktır. Bu damlayı sinüzit hastaları da rahatlıkla kullanabilir. Yalnız çocuklarda kullanacaksanız tuzu daha az koyabilirsiniz.
DOĞAL BURUN SPREYİ
Malzemeler:
Çeyrek çay kaşığı tuz
Yarım su bardağı kaynar su
Boş bir sprey şişesi ya da damlalık
Yapılışı:
Tuza su ekleyin ve tuz tamamen eriyene kadar karıştırın. Tuzlu suyu bir damlalık ya da boş sprey şişesine koyarak saklayın. Her akşam yatmadan önce her iki burun deliğine 2 ya da 3 damla uygulayın. Tuzlu suyu yalnızca 5 gün kullanın.
ZEYTiNYAĞI KÜRÜ
Zeytinyağı kullanarak horlama sorunundan kurtulabilirsiniz. Sağlığa birçok faydası bulunan bu mucizevi yağ, horlama tedavisinde de oldukça etkilidir.
Bunu için oda sıcaklığında bir bardak suya birer çay kaşığı bal ve sızma zeytinyağı ekleyin. Az miktarda da taze zencefil kökü rendeleyin. Yatmadan yarımsaat önce için.
Diğer formül ise;
1 ya da 2 çorba kaşığı zeytinyağı
Yapılışı:
Her gece yatmadan önce 2 ya da
3 yudum zeytinyağı için.
KAKULE RAHATLIĞI
Kakule, daha rahat nefes almaya yardımcı olmaktadır. Siz de ister yatmadan önce biraz kakule kemirerek, ister bir bardak suya tarçın, bal ve yarım çay kaşığı kakule ekleyip tüketebilirsiniz.
UYKUNUZ BÖLÜNMESİN
Nane yağı anti-enflamatuar özellikleriyle burundaki iltihabın azalmasına yardımcı olur. Parmağınıza birkaç damla nane yağı dökün ve burun deliklerinin üzerinde gezdirin. Nane yağı kullanarak buhar uygulaması yapabilirsiniz.şifa olsun saygılar

MEHMED EMİN TOKADİ HAZRETLERİ (ZEYREK) Duası ve Sebebi Himmet , Mehmet Emin Tokadi Hazretleri, Mekke’de İmam-ı Rabbani Hz.nin oğlunun talebesine talebe olmuştur. 3 sene sonra hocası bu zat’ın İstanbul’a gitmesini istemiştir. Hocası kendisinden son bir arzusunun olup olmadığını sormuştur. Mehmet Emin Tokadi Hz. ise o güzel kalbiyle hocasından şöyle dua istemiştir: “Benim vefatımdan sonra kabrime gelip bir Fatiha okuyanın vücudu cehennem ateşinde yanmasın inşallah!” Bu dua isteği karşısında hocası kendisine şöyle söyler: “Vasiyet etki vefatından sonra kabrini kolay bulunacak bir yere yapmasınlar. Virane zor bir yere defnetsinler. Ancak nasibi olanlar gelip senin kabrini bulsun, dua etsinler.” (İMAM-I RABBANİ HAZRETLERİNİN OĞLUNUN TALEBESİNE Talebe OLMAKLA BU MERTEBELER NASİB OLDU, İMAM-I RABBANİ KS A EVLÂT OLMAKLA NELER NASİB OLUR ALLAHUALEM )

 


1 patatesi kaynatın.üzeri e 1 kaşık elma sirkesi katıp yeyin.Tüm vücududdan toksinleri atar Quatırı olanlar quatırda nödül olanlar yoğurt otu kürü günde iki defa kullanın. kereviz ısırqan tohumu çeyne.eden karıştırıp su ile yutun

 














BASİT KARACİĞER TEDAVİSİ sağlığımızın müthiş şifreleri m.ulaş .
Devedikeni tohumu 50 gr enginar 50 gr karahindibağ 50 gr sinirli ot 50 gr lavanta 25 gr alınır bunların hepsini beraber toz haline getirilir.
1 su bardağı sıcak suda 1 çay kaşığı koyun 1 saat demleyin aç için 2 saat aç durun sabah akşam. 2 ay uygulayın
Östrojen hormonu yüksek olanlar devedikeni ve enginarı içinden çıkarsınlar kullanmasınlar .
Unlu gıdalar tatlılar yağlar hazır gıdalar hayvansal ürünler yasak karaciğer tedavisinde şifa olsun m.ulaş saygılar hepinize .

Allah cümlemize zürriyetimizi namazlı abdestli ağzı dualı Müslüman nesilleri yetiştirebilmeyi nasip etsin bu yönde gayret edelim inşallah







ibrahim as.ın bu duasını her tahiyatta okuyalım. ayet-i kerimedir. ibrahim suresi ayet 40

OKSİJENLİ SU KULLANIMI troid sorunu olanlar kullanmadın birinci günü test yapın kullanmadan önce saygılar

 Mustafa Ulaş

18 Eylül OKSİJENLİ SU KULLANIMI troid sorunu olanlar kullanmadın birinci günü test yapın kullanmadan önce saygılar
Günde 1 su bardağı suya hazırlanır günde bir defa içilir
İlk 5 gün 1 su bardağı suya 5 er damla koyun için
2 nci 5 gün 1 su bardağına 10 damla koyun suyla için
3 ncü 5 gün 1 su bardağına 15 damla koyun suyla için
4 ncü 5 gün 1 su bardağı suya 20 şer damla koyun için
5 nci 5 günde 1 su bardağı suya 25 damla koyun için
yani 25 gün oksijenli su içmiş oluyorsunuz bırakıyorsunuz 1 ay ara verip tekrar aynen yine yapıyorsunuz ve bitiriyorsunuz. Hafif baş ağrısı yapar doktorunuza danışın Şifa olsun saygılar m.ulaş


Peygamberimiz’e hakarete rağmen susmak Ali Eren

 

27d 
Peygamberimiz’e hakarete rağmen susmak
Ali Eren
“Kopan Hak Kriterleri” uğruna koparılmayan yerimizi bırakmadığımız AB… Oyum sağlamak için, “Oyum yasaları” uğruna oyulmadık yerimiz kalmayan AB… Velhasıl aralarına katılmak için can attığımız Hıristiyan AB…
Hayatının büyük kısmı onlarla beraber geçtiği için Hıristiyanları çok iyi bilen Prof. Oktay Sinanoğlu şunu sıkça söylüyor: İslam düşmanlığı Hıristiyanların içlerine işlemiştir…
Bunu biz okuyarak biliyorduk, Sinanoğlu ise yaşayarak biliyor. ABD ve AB’nin, Filistin seçimleri karşısındaki yeni tavrı, Sinanoğlu’nu hüve- hüvesine tasdik ediyor.
ABD’ye göre de Avrupa’ya göre de, Hamas’ın da katılacağı bir seçim demokratik bir seçim olacaktı. Çünkü, Hamas’ın seçimde bir varlık gösteremeyeceğini düşünüyorlardı. Fakat, Hamas seçimden başarılı çıkınca, gördüğünüz gibi demokrasi-memokrasi bir anda yok oldu. Bunların demokratlıkları işte bu kadar; insanlıkları da demokratlıkları kadar.
Filistin’deki seçim taa ABD’yi ve AB’yi niye ilgilendirir? İlgilendiriyor işte. Irak, Afganistan, Kıbrıs ve diğerleri niçin ilgilendiriyorsa, Filistin de onun için ilgilendiriyor… Bu ilgiye bağlı olarak şu anda İsrail’e yol verilmiş vaziyette. İsrail hazırlık yapıyor. Yakında Filistin’e, “Sen misin Hamas’a oy veren!” diyecek. Vade Mart ortaları… Ben diyeyim 19 Mart, siz deyin 20 Mart…
Kadın-erkek karışık namaz
“Kadınların, başları açık ve erkeklerle karışık Cuma namazı kılıp kılamayacakları” sorusunun cevabı ne kadar zormuş(!) meğer. Gördük ki, D.İ. Başkanı olmak bile yetmiyor. Demek ki, Peygamberimiz’in “Kadınların namaz kılacakları yerlerin en hayırlısı evlerinin içidir” hadisini bilmek de herhangi bir küçük ilmihale bakıp, “Kadınlara Cuma namazının farz olmadığını” öğrenmek de çok zormuş. Kolay olsa, eski DİB Tayyar Altıkulaç cevap veremeyip “İstanbul müftüsü gereken cevabı verdi” demezdi.
Malum, bir de kadın eli sıkılıp sıkılmayacağı meselesi var. Kadın-erkek karışık namaza ve kadınlarla tokalaşmaya karşı çıkanlara kızanlar rahat olsunlar. Bu işlere karşı çıkmayıp “Okey” diyenler de var. Mesela bir dostum var ki, hiç itiraz etmiyor. “Kadın elini sıkmayanlara kızanlar, getirsinler o bayanları, hepsinin ellerini sıkacağım” diyor. Karışık namaz hakkında da rahat. Diyor ki, “Kadın-erkek yan yana namaz olur muymuş. Arka safta erkekler varken önde kadınların secde vaziyetlerini düşünmek lazımmış falan… Geçin onları. Ben yan yana durmayı bırakın, isteyen kadınlarla yüzyüze bile durmaya varım. Kimse bizim secdemize falan da karışmasın. Biz nasıl secde yapacağımızı biliriz. Özgür değil miyiz canım! Kim ne karışıyor!” diyor.
Dostumun söyledikleri böyle. Ben sadece aracıyım. Elçiye zeval olmaz…
Peygamberimiz’e hakaret
Danimarka’da bir gazete, yayınladığı bir karikatürde sevgili Peygamberimiz’i terörist olarak gösterdi; Norveç de onu takip etti. Türkiye hariç İslam alemi se bu adilik karşısında gereken tepkiyi gösteriyor da Türkiye’de biz nedense hükümet ve halk olarak susuyoruz.
Bu ne hal! Sevgili Peygamberimiz’e ve ona iman eden bütün Müslümanlara hakaret manası taşıyan bu adilik karşısında sessiz kalacaksak, ne yapıldığında konuşacağız?
Kopenhag mahreçli bu yayına rağmen susmak, yoksa “Kopan hak” kriterlerine uymanın bir gereği mi?
Türkiye sessiz kaladursun.. S. Arabistan, Danimarka mallarına boykot ilan ediyor. Filistin’de Danimarka bayrağı yakılıyor. Kuveytli Müslümanlar Danimarka ve Norveç’i protesto ediyorlar. Libya Kopenhag’daki Büyükelçiliğini kapatma kararı alıyor. Suudi Arabistan, Danimarka’daki elçisini geri çağırıyor. Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt, Danimarka mallarına boykot kararı aldı. Yani hiç biri Peygamberimiz’e yapılan bu saygısızlık karşısında sessiz kalmıyor. Sesi çıkmayan tek ülke Türkiye.
Hani Türkiye güçlü ülkeydi!.. Sesini yükselten bu ülkeler kadar da mı gücümüz yok? ABD’nin eski başkanı Bill Clinton bile bu karikatüre tepki göstermiş. Bu bize zül değil mi?
Kendi hükümetinden de, yüreklere su serpen sözler duymak bu milletin hakkı olsa gerek. Gerek AB’ye karşı baş müzakerecimiz Sayın Ali Babacan’dan, gerek Sayın Dışişleri Bakanı’ndan ve gerekse Sayın Başbakan’dan, bu hususta, gereken ağırlıkta tepkiler gelmeli değil miydi? Nerede?… Ama henüz vakti geçmiş değil…
Aslında yapılacak olan zor bir şey de değil. Avrupalıların dini imanı para. En tesirli silahlardan biri, onların mallarını boykot etmek. Nitekim, bundan korktukları için AB Komisyonunun ticaretten sorumlu üyesi, Danimarka mallarının boykot edilmemesi için Davos’ta Suudi Arabistan Ticaret Bakanı’yla görüşüyor.
İslam düşmanlığı, bu Avrupalıların kalplerine işlemiş. Danimarka başbakanı da, karikatürü yayınlayan gazetenin genel yayın yönetmeni de yedikleri bu herze için önce özür dilemeyeceklerini söylediler; ama sonra iş değişti. Bu Avrupalıların ahiretleri olmadığı için her şeyleri dünya. Onun içindir ki, dinleri imanları para. AB mallarına toplu boykot gelmesinden korktukları için, her ikisi de geri adım attı. Gazete özür diledi, başbakan da karikatürlerin yayınlanmasını kınadı.
Görünüşte bizden küçük olan, beğenmediğimiz, küçümsediğimiz diğer İslam ülkeleri tavırlarıyla, Sevgili Peygamberimiz’e hakarete yeltenen Avrupalı bir paçavraya ve bir Avrupalı başbakana böylece tükürdüğünü yalattı…
Biz ise suskunluğumuzla kaldık. Belki de bu suskunluk AB’ye girme yolunda “Kopan hak” veya “Oyum yasaları” gereğidir; kim bilir. En doğrusunu tabii ki hükümetimiz bilir…



Teşekkürler Recep beyin kızının astım sonrası









 

AKNELERİNİZDEN BASİTCE KURTULUN m.ulaş Sağlığımızın müthiş şifreleri

 Mustafa Ulaş

8d 



































Krem tartar ve kantaron yağı ile aknelerinizden kurtulun 1 tatlı kaşığı krem tartar 1 yemek kaşığı kantaron içine karıştırın veya 1 yemek kaşığı kantaron çayının içine 1 tatlı kaşığı krem tartar karıştırın tercih sizin ister kantaron yağıyla ister kantaron çayıyla akşamları aknelere sürün artanı dolaba koyun sabahları yıkayın 20 gün devam edin düzeliyor paylaşımlarınızı gurupla yapınki sorusu olanlar ulaşsın şifa olsun saygılar hepinize m.ulaş